Sadece "psikolojik yardım" her zaman ilk düşünülmesi gereken seçenektir

2012-01-05 / psikiyatri /   / 0 Yorum /
Not: Bilişsel-davranışçı terapi (BDT), psikiyatristlerin ve psikologların son yıllarda, kullanım kolaylığı ve kısa süreli olması nedeniyle en çok tercih ettikleri bir terapi türü. Oysa en etkilisi değil. Hatta bazı durumlarda en az etkili olanı. Fakat bu tür ilaç-terapi kıyaslaması yapılan araştırmalarda da, işlerine geldiği için hep bu BDT'yi kullanıyorlar. Sonra da diyorlar ki tek başına terapi ilaç gibi etkili değil. Neyse, bunu bir başka yazıda daha ayrıntılı ele almayı düşünüyorum, şimdilik aşağıdaki çeviriyi paylaşmakla yetiniyorum. Üstün Öngel  

Not: Bilişsel-davranışçı terapi (BDT), psikiyatristlerin ve psikologların son yıllarda, kullanım kolaylığı ve kısa süreli olması nedeniyle en çok tercih ettikleri bir terapi türü. Oysa en etkilisi değil. Hatta bazı durumlarda en az etkili olanı. Fakat bu tür ilaç-terapi kıyaslaması yapılan araştırmalarda da, işlerine geldiği için hep bu BDT'yi kullanıyorlar. Sonra da diyorlar ki tek başına terapi ilaç gibi etkili değil. Neyse, bunu bir başka yazıda daha ayrıntılı ele almayı düşünüyorum, şimdilik aşağıdaki çeviriyi paylaşmakla yetiniyorum.

Üstün Öngel

 

---------

Britanya Tıp Dergisi, 4 Eylül 2004, 329: 529, "Haberler" bölümü

Uzmanlar ilaç ve terapinin birlikte kullanımının depresyondaki ergenler için en iyi çözüm olduğu iddiasını sorguluyorlar

Jeanne Lenzer, New York (çeviren: Üstün Öngel)

Bu yıl içinde yayımlanan bir Amerikan araştırması, depresyondaki ergenlerde ilaç (fluoxetine) ve bilişsel-davranışçı terapinin (BDT) birlikte en iyi sonucu verdiğini öne sürmüştü. Ancak şu sıralar, bu araştırmanın güvenilirliği sorgulanıyor ve araştırma sonuçlarının çarpıtıldığı vurgulanıyor.

Söz konusu araştırmada, 12-17 yaş arasındaki 439 ergen dört ayrı gruba ayrılarak 12 haftalık bir çalışmaya dahil edilmişti. Bir grup sadece ilaç (fluoxetine) almış, bir grup sadece BDT görmüş, bir grup ise hem ilaç hem BDT almış, son gruba ise "plasebo" ilaç verilmiş (plasebo: kişiye hiçbir kimyasal içermeyen tabletler vermek; ama kişi gerçek ilaç aldığını sanıyor). On iki haftanın sonunda, ilaç ve BDT'yi bir arada alan gruptaki ergenlerin %71'inde, sadece ilaç alanların %60'ında, sadece BDT görenlerin %43'ünde, sadece plasebo alanların ise %35'inde olumlu gelişme görülmüş (JAMA 2004; 292: 807-20).

Fluoxetine etkin maddeli Prozac, ergenlerde kullanımı Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi tarafından onaylanmış tek ilaç.

Bu 17 milyon dolarlık araştırmayı finanse eden Ulusal Akıl Sağlığı Kurumu (National Institute of Mental Health) direktörü Dr. Thomas Insel, bu araştırmanın bir dönüm noktasına işaret ettiğini, çünkü şimdiye kadar kamunun finanse ettiği ve hiçbir ilaç firmasının desteği olmayan en büyük araştırma olduğunu belirtiyor.

Ancak, başta araştırmanın lideri olan John March olmak üzere, 11 araştırmacının 6'sının daha önceki araştırmalarında Prozac'ın üreticisi Eli Lilly firmasından finansal destek aldığı biliniyor.

Araştırmanın lideri Duke Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Dr. March, ergenlerin 20'de biri ile 40'ta biri arasındaki oranının şiddetli depresyon yaşadıklarını söylüyor. "Bazı durumlarda depresyon ölümcül olabiliyor. Ama şimdi teşhis ve tedavi edebildiğimize göre, bunun için gerekli kaynakları yaratmamız sağduyunun bir gereği." Dr March, söz konusu araştırmayı gerçekleştiren ekipteki araştırmacılarla sözbirliği ederek, ergenlik döneminde zorunlu taramanın ve tedavinin yaygınlaşması ve fluoxetine kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini vurgulamakta.

Fakat araştırma, araştırmada yer alan dört grubun sadece ikisinde bu tür araştırmalarda uyulması gereken asgari kurallara uyulduğu için geçerlilikten uzak görünüyor. California Üniversitesi'nde Ergen Bölümü başkanı Dr. Michael Wilkes, "metodolojik olarak, araştırmacıların ve deneklerin araştırma düzeneği hakkında bilgi sahibi olduğu ve olmadığı grupların bir arada araştırmada yer alması doğru değildir; elmalarla armutları karşılaştırıp güvenilir sonuçlar alamazsınız," dedi. (İngilizce orijinali "double-blind" olan yöntemde, araştırmacı da denek de kimin gerçek ilaç, kimin plasebo ilaç aldığını bilmez; oysa bu araştırmada iki grup bunu bilmiyorken, diğer iki grup bunu biliyordu).

Ayrıca, araştırmanın sadece olumlu sonuçları öne çıkardığı, fakat olumsuz sonuçların hiç önemsenmediği de vurgulanıyor.

İntihar eğilimi dahil olmak üzere zarar verici davranışlara bakıldığında, plasebo alanlarda bu oran %5 iken, fluoxetine alanlarda bunun iki mislinden fazla (%12) intihar eğilimi görülüyor.

Söz konusu araştırmayı yürüten araştırmacıların verileri yorumlamalarıyla ilgili soru işaretlerinin artması üzerine, Nevada Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü'nden Prof. David Antonuccio, Amerika'da yürürlükte olan Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasasına dayanarak araştırmanın ham verilerini araştırma ekibinden talep etmiş durumda.

Prof. Antonuccio, "araştırmacılar, birkaç ergenin ekstra olumlu gelişme göstermesinin yanında birkaç ergenin ekstra zarar görmüş olmasının bir önemi olmadığını düşünüyorlar," dedi. "Benim risk-yarar analizim başka bir sonuca ulaştırıyor beni. Risk değerlendirmesi yapıldığında, çok daha az risk taşıdığı için sadece terapi her zaman ilk düşünülmesi gereken seçenektir."

Sayfamızı Paylaşın


Sayfa Yorumları

Yorum Bırakın