Yeni Bir Akıl Hastalığı Bulundu: Mesleki Düşünce Bozukluğu

2015-01-21 / güncel /   / 0 Yorum /
Yeni Bir Akıl Hastalığı Bulundu: Meslekî Düşünce Bozukluğu DSM adıyla bilinen Psikiyatri Teşhis Elkitabı’nın bir sonraki baskısı için yeni bir “akıl hastalığı” önerisi yapıldı. Avrupalı psikiyatristlerin, kendi meslekî grupları içinde çok sık rastlandığını ileri sürdükleri bu akıl hastalığının listeye eklenip eklenmeyeceği ise merak konusu.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında psikiyatrik hastalık listesine sürekli artan bir oranda yeni hastalıklar eklendiği biliniyor. Nerdeyse gündelik hayatımızda yaşadığımız her zorlanma ya da sergilediğimiz her farklı davranış “akıl hastalığı” olarak etiketleniyor.

Şimdi ise bizzat psikiyatristler, sergiledikleri mesleklerinin özüne aykırı davranışları nedeniyle “akıl hastalığı” etiketiyle karşı karşıyalar.

Avrupalı Psikiyatristler Birliği’nin 21. olağan kongresinde “özel oturumda” bu yeni durumu enine boyuna tartışan psikiyatristler, “Meslekî Düşünce Bozukluğu” adını verdikleri “akıl hastalığının” bilhassa Amerika Birleşik Devletleri’nde daha sık görüldüğünü ve bu hastalığa yakalanmış psikiyatristlerin bir an evvel tedavi olmaları gerektiğini belirttiler.

Tedaviyi kabul etmeyen psikiyatristlerin ise bir an önce meslekten uzaklaştırılmasını şart gördüler. Tedavi edilmeyen “Meslekî Düşünce Bozukluğu”nun, bu psikiyatristlerden yardım alan insanlar için büyük bir tehlike oluşturduğuna da dikkat çekildi.

Bu akıl hastalığının belirtileri ise şöyle sıralandı:

- entelektüel ve ahlakî açıdan herkesten üstün olduğunu düşünmek

- kendi duygularıyla başetmek konusunda ciddi zorlanmalar yaşamak

- yardım ettiği kişilerin duygularını anlamakta ciddi zorlanma yaşamak

- kendi yaşadığı stresin farkında olamamak

- insanlarla açık bir iletişim kurmakta ciddi engelleri olmak

- yardım ettiği kişilerle ve başkalarıyla iletişimde çok katı bir tavır sergilemek; karşıdakini hiçe saymak, karşıdakine kaba davranmak ve karşıdakini dinlememek

- çok katı inançlara sahip olmak ve bu inançları kanıtları olan gerçeklermiş gibi sunmak

- yardım ettiği kişiye ve iletişim kurduğu herkese, o anda konuşulan konuyla hiç alakası olmayan tuhaf sorular sormak

- kendisini çok önemli, çok zeki, çok üstün görmek; bu üstünlük duygusunu zedeleyebilecek türden eleştiri yapan herkesi akıl hastası olarak etiketlemek

- dünyayı kendi üstünlüğüne karşı hareket eden bir güç olarak görmek, sanrılar yaşamak

- kendi dürtülerini ve arzularını, yardım etmeye kalkıştığı kişinin dürtü ve arzularından ayırt edememek; örneğin karşıdaki insanı kızdıracak bir söz söylediğinde ve karşıdaki da bu söze kızdığında, bu kişinin kızgınlığını bir akıl hastalığı sonucu olarak görmek

- mesleğinin özünün insanlara yardım etmek olduğunu unutmak; mesleğini bir iktidar aracı olarak kullanmak

- zor durumdaki insanları, sadece bir beden olarak görmek ve sadece ilaç vermek

- zor durumdaki çocuklara, çocuklarda kullanımının tehlikeli olduğunu bile bile yetişkin ilaçları vermek

- bir düşünce bozukluğu yaşıyor olduğunu inkar etmek

 

Psikiyatristlerden yardım alan insanların ve bilhassa yakınlarının bu “akıl hastalığı” ile karşılaştıklarında derhal görüşmeyi kesmeleri ve ilgili birimlere durumu bildirmeleri gerektiği önemle vurgulanıyor.

Aksi durumda, yani bu uzmanlarla görüşmeye devam edildiğinde, yardım alan kişinin durumunun daha da kötüye gideceği kaçınılmaz bir sonuç olarak görülüyor. Bu durum ilgili birimlere bildirilmediğinde ise, bu akıl hastalığını yaşayan uzmanın kendi başına ben hastayım deme olasılığı sıfıra yakın olduğu için, bu uzmandan yardım alacak başka insanlar da ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olacaklar.

   

 Kaynak: Avrupalı Psikiyatristler Birliği Sanal Bülteni

Sayfamızı Paylaşın


Sayfa Yorumları

Yorum Bırakın